ANI
Bir
kimsenin, özellikle tanınmış kişilerin yaşadıkları dönemde gördükleri ya da
yaşadıkları ilginç olayları gözlemlerine ve bilgilerine dayanarak anlattıkları yazı türüne 'anı' denir.
Tanınmış sanatçı, siyasetçi, ve bilim adamlarının yazdığı anılar onların yaşayışlarını, yaşadıkları dönemdeki önemli olayları anlatması bakımından önemlidir.
Tanınmış sanatçı, siyasetçi, ve bilim adamlarının yazdığı anılar onların yaşayışlarını, yaşadıkları dönemdeki önemli olayları anlatması bakımından önemlidir.
Yaşanmakta olanı değil, yaşanmış bir konuyu anlatır.
İnsan belleğinde iz bırakan olay ve olguları anlatır.
Tarihsel gerçeklerin öğrenilmesine katkı yaptığı için tarihçilere ışık tutar.
Yazarın unutulmasını istemediği gerçekleri kalıcı kılar.
Geçmiş, birinci kişinin ağzından kişisel yargılar ve yorumlarla verilir.
İnsan belleğinde iz bırakan olay ve olguları anlatır.
Tarihsel gerçeklerin öğrenilmesine katkı yaptığı için tarihçilere ışık tutar.
Yazarın unutulmasını istemediği gerçekleri kalıcı kılar.
Geçmiş, birinci kişinin ağzından kişisel yargılar ve yorumlarla verilir.
Türk edebiyatındaki anı eserlerine örnekler ise
şunlardır:
Anılar;
Geçmişi bir kez daha yaşamak ve yazma alışkanlığı
kazanmak.
Yok olup gitmesini göze alamadığımız bir gerçeğe kalıcılık kazandırmak.
Anıyı oluşturan olayı, durumu, yerleri, kişileri söz konusu edip, başkalarının bilgisine, yararına sunmak.
Pişmanlığı dile getirip içini boşaltmak, günah çıkarmak.
Gelecek kuşaklara geçmişten sonuçlar çıkarıp sunmak.
Gerektiği zaman bir eleştiride bulunmak.
İnsanoğlunun; yaşantılarını, deneyimlerini başkalarıyla paylaşmak ihtiyacından oluşurlar.
Yok olup gitmesini göze alamadığımız bir gerçeğe kalıcılık kazandırmak.
Anıyı oluşturan olayı, durumu, yerleri, kişileri söz konusu edip, başkalarının bilgisine, yararına sunmak.
Pişmanlığı dile getirip içini boşaltmak, günah çıkarmak.
Gelecek kuşaklara geçmişten sonuçlar çıkarıp sunmak.
Gerektiği zaman bir eleştiride bulunmak.
İnsanoğlunun; yaşantılarını, deneyimlerini başkalarıyla paylaşmak ihtiyacından oluşurlar.
18. Yüzyıl’da;
·
Goldoni'nin ‘İyilik Sever Somurtkan’
19. Yüzyıl’da;
20. Yüzyıl’da dünyanın her ülkesinde çok sayıda
edebiyatçı bu türde eserler vermeye devam etmektedir.
Bizde, 7. Yüzyıl’a ait ‘Göktürk Yazıtları’ bu türün ilk örneği sayılmaktadır. 16. Yüzyıl’da
Hindistan'da bir imparatorluk kurmuş olan Babür Şah'ın yazdığı ‘Babürname’, 17. Yüzyıl’da
Ebul Gazi Bahadır Han'ın yazdığı ‘Şecere-i Türk’, Katip Çelebi ve Naima'nın
bir çok eseri bu türün örneklerindendir.
Eski edebiyatta
anı özelliği taşıyan vakainameler, gazavatnameler, sefaretnameler bu türün
örnekleri sayılmaktadır.
Edebi tür anlamında anı ise bizde Tanzimat döneminde başlamıştir.
Önceleri Ebuziya Tevfik ve Ali Suavi çıkardıkları gazetelerde
anılarını yayınlarlar daha sonra ;
·
Akif Paşa'nın ‘Tabsıra’
Servet-i Fünun Döneminde;
ANI
İLE GEZİ YAZISI ARASINDAKİ FARK
Gezi yazılarında gezilen yerlerle ilgili gözlemler yansıtılırken özne dış dünyadır. Anılarda ise kişi yaşadıklarını veya tanık olduklarını anlatır.
Gezi yazılarında gezilen yerlerle ilgili gözlemler yansıtılırken özne dış dünyadır. Anılarda ise kişi yaşadıklarını veya tanık olduklarını anlatır.
ANI İLE GÜNLÜK ARASINDAKİ BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR
1. Anı
da günlük gibi bir kişinin başından geçen gerçek yaşantılardan kaynaklanan yazı
türüdür.
2. Günlük
yaşanırken anı ise yaşandıktan sonra yazılır.
3. Anılar,
yazarların yaşlılık çağlarında yazdıkları ve yaşamları boyunca karşılaştıkları
olayları nesnel bir şekilde ortaya koyan yazılardır. Günlükler ise daha öznel, derin, içten ve ruhun derinliklerinden kopup gelen anlık
duygu ve düşünceler hakimdir.
4. Anı
yazılarının anlatım açısından kurgusal niteliklere sahip olduğunu da
söyleyebiliriz. Günlükler ise kurgudan uzak yoğun düşüncelerin toplamıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder